Kamu kurumları stratejik plan yaparlar. Bakanlıklar, belediyeler, üniversiteler... Bizim memlekette tüm ilgili kurumlar bu planları yaparlar yapmasına da, hep basılı matbu evrak muamelesi görürler.
Kimse dönüp de yapılan bu planların ne kadarını gerçekleştirip gerçekleştiremediğinin hesabını kamuoyu ile paylaşmaz.
Sadece yasal bir prosedür yerine getirilir ve sonra kurumların tozlu raflarındaki yerini alır bizim stratejik planlar.
Örneğin; 02.03.2007 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Türkiye Turizm Stratejisi 2023” planını hatırlayanınız var mı? Hatta bu üst planlamayı hayata geçirebilmek için hazırlanan bir de “Eylem Planı: 2007-2013” vardı.
Hedef, 2023’e kadar Türkiye Turizmini şaha kaldırmak, kültür ve turizm koridorları yaratarak bölgesel düzeyde markalaşmış turizm bölgelerini kurmaktı.
Hazırlanan bu turizm strateji planı, ülke hudutları içinde, turizm çeşitliliğinin arttırılması, kıyılara sıkışmış turizmi iç bölgelere yayarak, yerel kalkınmayı hedeflemesi bakımından da övgüyü hak ediyordu.
Didim hazırlanan bu planda yine hak ettiği değeri görememişti. Şikayetçiydik. Çünkü plan Didim için yeni bir vaatte bulunmadığı gibi tarihsel ve kültürel zenginliklere sahip olması açısından geliştirilmesi gereken koridorlardan biri olarak belirlenmemişti. Planda Didim’e biçilen rol yine deniz-kum-güneş turizmiydi. Ne Milet Antik Kenti, ne Apollon Tapınağı ne de bölgenin sahip olduğu yerel ve doğal güzellikler Bakanlıkça fark edilememişti.
Didim Meandros Kültür, Sanat ve Turizm Derneği olarak dosya hazırlayıp Bakanlığa sunduk. Biz de kültür turizminin geliştirileceği bölgelerden biri olmak istiyoruz diye. Olmadı, Didim ve çevresi planlara giremedi. Sonra zaten plan da rafa kalktı, şimdilerde kimse Türkiye Turizminin 2023 hedeflerinden bahsetmez oldu.
Didim’in Hazine Arazileri
Daha eskiye gidersek, 2005 yılında Didim, Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi ilan edilmişti. Kültür ve Turizm Bakanlığı o yıllarda hedefini; Didim’de turizm gelişimine ivme kazandırmak, nitelikli turizm tesislerinin yapılmasını sağlamak amacıyla, Hazine adına kayıtlı taşınmazların, tahsis amaçlı değerlendirilmesine olanak sağlanması olarak açıklamıştı.
Didim o yıllarda da hazine arazilerinin zenginliği bakımından Bakanlığın ilgi alanına giriyordu.
Didim Turizm Kenti olunca ne oldu biliyor musunuz? Planlama kargaşası başladı. Bakanlığın yapması gereken planlar, Belediye tarafından yaptırıldı. Belediye de Bakanlığa, yaptığı planları beğendirmek için yıllarını harcadı.
Gelin şimdi mevcut durumu değerlendirelim:
Didim’de yalnızca 3 ay bilemedin 4 ay turizm var. Yaz aylarında milyonlar Didim’e geliyor-gidiyor. Nitelikli tesis sayısı, bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda. Hazine arazileri Özelleştirme İdaresince satışa çıkartılıyor.
Hızla konut üretimi devam ediyor. Didim’de her yer “Satılık” ilanlarıyla dolu. Didim’de turizm faaliyetlerinin ilk başladığı yıldızsız, belediye ruhsatlı küçük otelleri tek tek yıkılıyor. Yerine yine konut inşa ediliyor. Yani Didim’de otelcilik bitiyor, 2. Konut turizmi gelişmeye devam ediyor.
Peki diyeceksiniz, Didim’in kendi stratejik planı var mı? Didim nereye gidiyor, bir bilen var mı?
İşte o yok, Didim kendi yolunda başıboş gitmeye devam ediyor.
O yüzden hep söyledim söyleyeceğim, Didim’in gerçek bir kalkınma planına ve stratejik düşünmeye yatkın akıllara ihtiyacı var.