KENT SANATI
Başak Kamacı Budak
UMUTLAR BAYRAMA KALDI
Milliyet’teki ilk yazımla “Merhaba”. Önümüzdeki günlerde güncel sorunlarını, turizmini ve kent kültürünü konu alan yazılarımla sizleri, Didim ile buluşturma ve tanıştırma niyetindeyim. Didim, bir turizm ilçesi olarak bilinir bilinmesine ama nedense basında pek yer almaz, diğer turizm merkezlerinin hep biraz gölgesinde kalmış gibi bir hali vardır. Halbuki pek çok çeşitliliği ve henüz keşfedilmemiş, turizm lehine kullanılabilecek zenginlikleri bünyesinde barındırmaktadır.
DİDİM'LE BAYRAMLAŞIN
Bir bayramın daha tatlı telaşı içinde, herkesin bir yerden bir yerlere seyahat halinde olduğu bugünlerde, iç turizm açısından sezonun en hareketli günlerini yaşıyoruz. Didim’de de oteller doldu, evler kiralandı... Tek sorun; beklenen olmadı ve Bakanlar Kurulu bayram tatilini uzatacak o kararı vermedi. Tatil, ne yazık ki, Çarşamba günü bitiyor. Yine de birazcık soluk almak için rotasını Ege’ye ve Didim’e çevirenler için birazcık tüyoya ne dersiniz?
KARAVAN MI DEDİNİZ ?
Çocukluğumdan beri çok severim, çok özenirim karavancılara. Çünkü karavan tıpkı bir kamplumbağa gibi herşeyinle birlikte dolaşabilme imkanı tanıyan, insanı özgürleştirilen bir araçtır. Alternatif bir turizm olarak, karavan turizmi ise ülkemizde geliştirmeye uygun bir seçenek olarak değerlendirilmesi gereken faaliyetlerden biri. Sonunda Didim’de bu alanda küçük ama önemli bir adım atıldı.
NÜFUS ÇOK, OLANAK YOK
Kış nüfusu 50.000’in üzerinde olan, yaz nüfusu ise 200.000 ile 400.000 arasında değişen, bu yüzden de biraz dengesi bozuk bir kent Didim. Nüfus hızla yükselirken, Didim’in sahip olduğu olanaklar ve koşullar değişmiyor elbette. Kış nüfusuna göre İller Bankası’ndan pay alabilen bir yerel yönetimimiz, kış nüfusuna göre yapılanmış bir Emniyet Teşkilatımız ve en önemlisi
KENT KİMLİĞİ VE BİZ
Kentlerin ruhları vardır; farklı sokaklarına, mahallelerine sinmiş, sessiz sedasız dolaşan; yüzyılların, binyılların yüküyle ağırlaşmış ruhları. Hissetmesini, duymasını bilenler için inanılmaz bir zevktir; bazı unutulmuş sokaklara ayak sürmek, “köhneleşmiş” binaların eskimiş kokusunu ciğerlerine çekmek.
EMİROĞLU'NA VEDA
Çoğumuz için kamu kurum ve kuruluşları sıkıcı mekanlar olarak algılanır. Kendim de kamuda çalışan biri olmama rağmen herhangi bir devlet dairesine gittiğimde içim daralır, küçücük bir iş gözümde büyür, ayaklarım hep geri gider. Ama bazı insanlar, yöneticiler ve devlet adamları vardır ki, bulundukları kamu görevinde, alışılmışın dışına çıkar, rutin bürokratik görevlerin sıkıcılığına rağmen ona bambaşka bir ruh katmayı becerirler.
PLANLANIYORUZ
Bugünlerde Aydın Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin en önemli gündem maddelerinden birini, 5 yıllık stratejik plan çalışmaları oluşturuyor. Çalıştaylar yapılıyor, farklı paydaşların görüş ve önerileri alınıyor. GEKA ve Aydın Valiliği tarafından hazırlanan 2023 Aydın İl Stratejik Planımız var ki, tüm bu süreçte verilerinden faydalanılması gereken önemli bir döküman.
MEANDROS'TA EYLÜL
Güneşin en parlak, havanın en duru olduğu ayda, Eylül ayındayız. Kalabalıkların debdebesi yerini sükunete bırakmışken, doğa keyifle göz kırpıyor hepimize. Gidilmemiş köylere gitmek, yürünmemiş patikaları keşfetmek, antik kentlerde avare gezmenin tam zamanı. Kültür ve doğa turizmi için en güzel ay Eylül ayı.
DİDİM'İN ÇOCUKLARI
Didim’de yaşayan çocuklu ailelerin hiç değişmeyen iki temel konusu var: Birincisi; çocuklarının özel eğitim alabileceği alternatif bir okul, ikincisi; boş zamanların kaliteli geçirilebileceği aktivite arayışı. Türkiye’nin dört bir tarafında özel okulların sayısı hızla artarken Didim’de eğitim sektörüne yeni yeni yatırımlar yapılmaya başlandı.
610 YILLIK CAMİ
Kim bilir yüzyıllardır kaç kuşak Bayram sabahları namazını kılmak için eşiğinden adım atıp, kubbesinin altında saf tuttu? Pencerelerinden sızan sabahın o ilk ışık huzmesinin altında kim bilir kaç kişi Bayramlık dualarını mermer duvarlara fısıldadı? Didim’in Balat Köyü’nde Milet Antik Kenti Ören Yeri içinde bulunan Balat İlyas Bey Camii, yüzyıllardır bayram namazlarına ev sahipliği yapıyor.
LEZZET AVCILIĞI
Bayramı fırsata dönüştürüp tatil süresini uzatanlardanım. Didim-Ayvalık-Çanakkale ve son olarak da İstanbul’da son bulan tatil rotamın en önemli teması ise özlediğim mekanlar ve lezzetlerle buluşmaydı. Tatillerin en önemli aktivitesi ne de olsa lezzet avcılığıdır. Özellikle biz Türkler çok severiz, gittiğimiz yörenin en ünlü ürününü öğrenmeyi, en ünlü yemeğini yemeği, gidip çarşısında pazarında alışveriş yapmayı.
ZİRVEDEN KALANLAR
Her yıl Didim Ticaret Odası tarafından düzenlenen Didim Turizm Yatırım Zirvesi’nin bu yıl 6.sı düzenlendi. Didim turizminin sorunlarının ve geleceğinin konuşulduğu, farklı perspektiflerden Didim’in değerlendirildiği bu tartışma platformu her yıl biraz daha verimli bir hal alıyor. 10 Ekim’de gerçekleştirilen toplantıya kamu ve özel sektörün temsilcileri katıldı. Zirve sonunda yayınlanan sonuç bildirgesinde de yerini alan ve Didim’in geleceğini planlarken pusulamız olması gereken çok önemli tespit ve öneriler katılımcılar tarafından dile getirildi.
TEŞEKKÜRLER AKÇED
Ege Denizi’nin kuzeyinde ekosistemi altüst eden ticari faaliyetlerden biri olan deniz patlıcanı avcılığı, geçtiğimiz yıllarda Didim ve çevresini de kapsayacak biçimde; güney denizlerinde de yapılmaya başlanınca; hem balıkçıların hem de halkın tepkisi gecikmedi. Didim’in çevre konusunda en faal derneği olan AKÇED’in öncülüğünde yasal bir mücadele süreci başlatıldı. Peki neden?
ŞEYTAN KOVMACA
Didim gündemi inişli çıkışlı. Yaz sonrası baş başa kalan kışlık Didim ahalisi, faydasız mücadeleler, kişisel ve siyasal bile denilemeyecek yarışlar içinde yaşayıp gitmekte. İşte bu tekdüze itiş kakış içinde son haftalarda hareketli Didim gündeminde en çok ilgiyi hak eden olaylardan birisi, Didim Cumhuriyet Kent Meydanı’nda gerçekleştirilen “şeytan ve kötü ruhları kovma” ritüeliydi. İşin ilginç tarafı bu organize edilmiş bir etkinlik, özel gösteri falan da değildi.
DİDİM'İN ZEYTİNLERİ
Soma’da 6000 ağacın üzerinde hasat görmemiş zeytinleriyle sökülüp atıldığı, duyarlı tüm insanların içinin sızladığı günlerdeyiz. Kuşaklar boyu bu ağaçların yetişmesi için harcanan emek, sadece bir avuç insanın zengin olma hırsı uğruna bir gecede toprağın bağrından sökülüp atıldı. Türkiye bu hazin olayı televizyonlarda izlerken, Didimliler zeytinine sahip çıkmak için bir festival gerçekleştiriyordu.