top of page
  • Yazarın fotoğrafıBaşak Kamacı Budak

ANNELER, BABALAR VE ÇOCUKLARI...





Çocukluğumun en net ve keyifli hatırladığım anıları, Didim’in ilk yerel gazetesi olan Didim İmece Gazetesi’ne ait. Babam rahmetli Elman Kamacı’nın da kurucuları ve yazarları arasında bulunduğu gazetenin; içerik toplantıları, yeni sayı hazır olunca heyecanla matbaaya götürülüşü, baskıdan yeni çıkan, mis gibi mürekkep kokan gazetelerin çoluk çocuk, kadınlı erkekli katlanması....


Annem, babam, Nilgün-Özcan Yurdalan, Zülal-Mehmet Soysalan, Zehra-Murat Mumcu, Murat Akçınar benim çocukluğumun gazete ekibini oluşturuyordu. Sonradan başka isimler de ekibe katıldı. Adı üstünde İmece usulü bir gazeteydi. Biz ortada dolaşan 3 çocuk: Ben, ağabeyim Deniz ve Kerem Soysalan. Arada bir de tatillerde aramıza katılan Kerem’in kuzeni Ezgi. Ezgi en küçüğümüzdü.


Didim’de o zamanlar matbaa olmadığı için gazete, baskıya Kuşadası’na götürülürdü. Bazen biz çocukları da matbaaya giderken yanlarında götürürlerdi. Kuşadası’nda o zamanlar Ulaş Demiray’ın sahibi olduğu bir matbaa vardı. Matbaaya gittiğimizde, Ulaş Amca’nın iki oğluyla da karşılaşırdık. Bizden yaşça büyüklerdi ve pek birbirimizle muhatap olmazdık.


Yıllar geçti. Didim İmece’nin yayın serüveni bitti. Herkes bir yana dağıldı. Biz büyüdük. Üniversiteyi kazanmış, İstanbul’da yaşıyorum. Bir gün tesadüfen Aras Demiray ve Meriç Demiray ile tanıştık. Kuşadası’ndaki matbaadaki çocuklar. Matbaa sahibi Ulaş Amca’nın oğulları. Tanıştık ama hemen tanıyamadık birbirimizi. Didim, Kuşadası, matbaa, gazete derken taşlar yerine oturdu. İkisi de sinema sektöründe çalışıyorlar.

Yine yıllar yıllar geçti. Bir film afişi: “Martıların Efendisi”. Oyuncu kadrosunda Mehmet Günsür, Nejat İşler, Timuçin Esen isimlerini hızlıca okuyorum. Ama bir isim var ki; duruyorum, yavaşça okuyorum: Ezgi Coşkun. Aaaa, bizim Ezgi...

Çocukluğumun bizden küçük, Kerem’in kuzeni, babamın can dostu tiyatro sanatçısı Metin Coşkun’un ve güzel sesiyle söylediği şarkıları hala kulağımda çınlayan TRT Sanatçısı Hayriye Abakay'ın kızı Ezgi Coşkun. Keyifle gülümsüyorum. Sonra ikinci sürpriz: Senaryo, Meriç Demiray.


Filmi henüz izlemedim ama gururla mutlaka izleyeceğim.


Burada kısa bir köşeye sığdırmaya çalıştığım, aslında iki kuşağın kesişen hikayeleri gibi. Babalar, anneler ve onların çocuklarının yıllar sonra hayatın hoş tesadüfleri sonucu yaşanan bir kesişme. Yazıda adı geçenlerin ayrı ayrı hikayeleri, Didim İmece Gazetesi, Ulaş Amca’nın matbaası; hepsi ayrı ayrı yazılmaya değer hikayeler.


Bu güzel insanların yetiştirdiği çocuklardan biri olarak, Ezgi’nin ve Meriç’in adını bir arada görmekten, onların da farklı bir şekilde yollarının kesişmiş olmasından mutluyum.


Martıların Efendisi’ne bol alkış ve seyirci diliyorum. Yolunuz açık olsun.


0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page