top of page
  • Yazarın fotoğrafıBaşak Kamacı Budak

ONLARIN VE BİZİM AHLAKIMIZ



Cumhuriyet Halk Partisi Kurultayları, siyaset sanatı ve stratejisi açısından her zaman öğretici olmuştur. CHP dışında Türkiye’de hiçbir partinin kurultayında; ellerinde isimlerinin yazılı olduğu pankartlarla, partinin yönetim kurullarında görev alabilmek için kampanyalar yapan parti üyelerini, milletvekillerini göremezsiniz. Üstelik de kimse kimseyle kavga etmeden...


O yüzden CHP Kurultayı sonrası, bilinçli olarak sürdürülmekte olan tartışmaların artık zorlama bir gündem yaratma çabası olduğunu düşünüyorum. Herkesin yolu açık olsun ve işimize bakalım.


Yeni Senaryo Devrede...


Siyasetin yarısının algı yönetimi olduğunu unutmamak lazım. Algıları yönetmek, aynı zamanda iletişimi de yönetmek olduğuna göre, CHP’ye yönelik yeni bir algı stratejisinin uygulamaya koyulduğu da açık bir şekilde görülüyor.


Örneğin bir gazete “Karanlık Parti CHP” başlıklı bir haber yapıyor.

Televizyon kanallarındaki tartışma programlarında, birtakım adamlar ve kadınlar akademisyen/gazeteci sıfatıyla konuşurlarken, insan küçük dilini yutmaktan korkuyor.


Güncel politik çıkarlara göre kurgulanan algı değiştirme stratejileri birilerine servis ediliyor ve o birileri de ekranlarda, gazetelerde kurgulanmış senaryoyu oynuyor.


Çünkü artık çok iyi öğrendiler: Algılar, her zaman gerçekliğin önündedir.


Öyledir, ama algı operasyonu dediğimiz şeyin de bir gerçeklik bağlantısı olması gerekmez mi?


Yani anladık, önümüzdeki sürecin yeni senaryosu, CHP’yi terör örgütlerine destek veren, hatta onlarla işbirliği yapan, vatan haini, bölücü bir parti olarak “paketlemek”.


Ama biraz insaf, biraz ahlak, biraz ilke...


İşte burada devreye etik giriyor... Siyasi etik... Hani şu meclisten bir türlü çıkartılamayan Siyasi Etik Yasası vardı... Hatırlar mısınız? Çıkmadı, çıkartmadılar.


Son olarak Şubat 2017 yılında Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve CHP Milletvekillerinin imzası ile Meclise sunulan Siyasi Etik Kanun Teklifi çok basit olarak şunu söylüyor: Çalma, rüşvet alma, kamu kaynaklarını kişisel çıkarların için kullanma.


Ve önemli bir etik ilke öneriyor: Siyaset yaparken milletimizi birleştiren ve hepimizin ortak mirası olan milli ve manevi değerlerimizin siyasi amaçlarla kullanılmasının önlenmesini.


Yani siyaset yaparken dil, din, ırk, renk, cinsiyet, felsefi inanç, siyasi düşünce ayrımı yapılmamasını, ayrıştırmamayı öneriyor.


Kurultaydan yeni çıkan CHP’yi, 2019’a giderken bekleyen ve küçük dozlar halinde topluma enjekte edilmeye başlanan algı operasyonunun senaryosu belli.


Siyaset etiğini ve ahlakını anlatmak içinse geç. O yüzden gölgelerle savaşmaya hazır olmak, kurgulanan bu senaryoya karşı toplumsal algıyı doğru yönetmek gerekiyor.


Hepimizin yüksek sesle söylemesi gereken en önemli cümle şu olmalı: “Elinizi ortak milli ve manevi değerlerimizden çekin. Bu topraklarda yaşayan kimsenin vatan sevgisinin terazisi siz olamazsınız!”


Ve son söz... Siyaset ahlakla yapılır. Ahlaki değerlerini kaybetmiş hiç kimsenin de bu ülkeye zerre faydası dokunmaz.


Eğer ayrışacaksak da ahlaklı olanla olmayan, etik olanla olmayan arasında ayrışalım.


0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page