Devlet ve siyaset literatürünün en sık kullanılan kavramlarından olan "sivil toplum", ülkemizde bir türlü tam anlamıyla güçlenememesine ve özgürleşememesine rağmen, ülkemizin verili koşulları gözönünde bulundurulduğunda, başarılarıyla varlık göstermeye devam eden çok sayıda sivil toplum kuruluşundan bahsetmek mümkün.
İç İşleri Bakanlığı'na ait www.dernekler.gov.tr adresine her girişte, ana sayfada o gün kurulan dernek sayısını görürsünüz.
En son 24 Ekim 2017 tarihinde baktığımda, Türkiye genelinde faal dernek sayısı 111.449 idi. İlk bakışta rakamsal olarak, bu sayının fazla olduğu kanısı oluşsa da, kurulu derneklerde faaliyet gösteren kişi sayısının Türkiye nüfusunun yalnızca %13-14 oranında kaldığı değerlendirildiğinde, "sivil toplum-suzluğumuzun" aritmetiği net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Vakıf kurmanın ekonomik zorlukları nedeniyle, dernek kurmanın tercih edildiği ülkemizde; sivil toplum kuruluşlarında kadınların temsil oranının azlığı da bir başka "gelişmemişlik göstergesi" olarak masamızın üzerinde duruyor.
Son 10 yılın grafikleri incelendiğinde, yeni kurulan dernek ve vakıfların sayısında gözle görülür bir artıştan söz etmek mümkün. Ancak gerek faaliyet alanları, gerekse olanakları ölçüsünde sürdürülebilirlikleri değerlendirildiğinde; toplumsal ve siyasal değişime katkıları-etki düzeyleri açısından grafiklerin hiç de yükselişte olmadığını söylemek mümkün.
Kısacası artık dilimize pelesenk olmuş, özellikle her siyasal platformda duymaya alıştığımız gibi "Sivil Toplum Kuruluşlarının Sayısı Artıyor, Ama Sivil Alan Daralıyor" söylemi de bu olguyu görünür kılmaya çalışıyor.
Hatta sivil alanda o kadar tedirgin ve endişeli bir varoluş mücadelesi var ki; "Sivil Toplum Örgütleri" kavramını bile kullanamıyoruz. Çünkü 12 Eylül Askeri Darbesi sonrası Türkiyesi'nden günümüze, "örgüt", "örgütlenme" kavramlarını kullanmak başlı başına bir sorun olduğundan, sivil toplumun örgütlenmiş biçimine "Sivil Toplum Örgütleri" değil de "Sivil Toplum Kuruluşları" demeye özen gösteriyoruz.
Osmanlı'da teşkilatlanmanın karşılığı olan örgütlenme kavramını, yani bir hedef ve amaç etrafında bir araya gelmeyi yüksek sesle konuşamadığımız için Sivil Alanın Daralması olgusundan bahsediyoruz.
Yani görünen o ki, önce kelime düzeyinde üzerimizdeki dilsel baskılardan kurtulmayı becerirsek, zihinsel olarak özgürleşmeye giden yolda bir adım atmış oluruz.
Kommentare